Translate

20 Aralık 2012 Perşembe

İbneliği savunmak Türkiye’ye düşmüş


Gürkan BİÇEN


 1999’da gerçekleştirilen NATO operasyonuyla Kosova bir Sırp sömürgesi olmaktan çıkarılarak Amerika ve Avrupa’nın doğrudan kontrolü altına aldığı yeni bir sömürge haline getirildi. Sırplar ile Arnavutlar arasındaki gerilim bir yandan Arnavutların kavmiyetçi damarını beslerken, diğer yandan Sırplarla farklı dinlerden olmaları sebebiyle dini aidiyete de az çok dikkat edilmesini zorunlu kılıyordu.

Kosova’nın Amerikan sömürgesi olmasından bu yana Arnavutlar kendilerini kelimenin tam anlamıyla Batı’nın kucağında buldular. Onları Sırp tahakkümünden kurtaran Batı, Arnavutlar için Tanrı’nın yeryüzündeki temsilcisidir demek abartılı bir iddia olmayacaktır. Balkan bölgesinde 70 bin kilometre kare alana yayılmış yaklaşık 6 – 7 milyon nüfuslarıyla Arnavutlar Batı için sadık bir hizmetkâr olmaya hazır haldedirler. Elbette ki hizmetkâr efendinin talimatları ve arzuları doğrultusunda hareket edecektir. Bu süreçte efendi ise hizmetkârın görevini severek ve layıkıyla yapması için uygun ortamı hazırlamak için çaba sarf edecektir.  

Kosova’nın Avrupa-Atlantik süreçlerine entegrasyonu siyasi, ekonomik, kültürel ve dini asimilasyonu beraberinde getirdi. Arnavutlar Avrupa’nın idari, Amerika’nın askeri ve ekonomik tahakkümüne boyun eğdiler. Yine Kosova Batılı misyonerlerin cirit attığı bir alana dönüştü. Ancak Batı bununla da yetinmedi ve yeni bir adım attı. Küresel düzeyde yürütülen bir projenin parçası olarak “ibnelik” Kosova’da canlandırılmaya, meşru hale getirilmeye çalışılıyor.

CIA tarafından finanse ve organize edilen National Endowment for Democracy kurumu tarafından desteklenen Kosovo 2.0 isimli organizasyon Kosova’da ibneliğin yaygınlaştırılması ve meşrulaştırılması için gayret sarf ediyor. Arnavut toplumunun aile yapısına ve temel karakterine saldırı niteliğindeki bu çalışmalar Kosovalı Müslümanları rahatsız ederken bu organizasyon yeni bir faaliyet ilan ediyor: Seks Partisi ve film gösterimi.

14 Aralık 2012’de düzenlenmesi planlanan bu faaliyet Kosovalı Müslümanların gazabına uğradı ve bir grup Müslüman tarafından basılıp dağıtıldı. Olayın ardından yapılan açıklamalar Batı’nın Kosova’daki iğrenç varlığını, ilişkilerin boyutunu bir kez daha ortaya koydu. Amerikan elçisi Tracey Jacobson, Avrupa Birliği özel temsilcisi Samuel Zbogar, OSCE başkanı Elaine Conkievich, Avrupa Parlamentosundaki lezbiyen raportör Ulrike Lunacek ve hatta Uluslararası Af Örgütü Müslümanların bu eylemini kınayan açıklamalar yaptılar. Yine Kosova ve Arnavutluk’tan birçok “analist” Seks Partisini basan Müslümanları ve onların şahsında Kosova Müslümanlarını “Taliban”, “Vahhabi”, “Aşırı dinci”, “barbar” olarak tanımladılar. Öyle ki “ibne”ler ile dayanışma mektubu yazanlar bile oldu.

Kosovalı Müslüman önderlerden Fuad Ramiqi Kosova hükümetinin türbanlı bayanlara uyguladığı baskı ve ayrımcılık karşısında sessiz kalan Amerikan yönetimi ve Avrupa hükümetleri ile Af Örgütü gibi kurumların kendi halinde yaşayan herhangi bir ibne ile uğraşmayan ancak ibneliğin sistemli ve saldırgan bir şekilde yayılıp meşrulaştırılmasına karşı koyanlara yönelik linç kampanyasının Batı’nın ikiyüzlülüğünü yansıttığını söyledi. Ne var ki, Kosovalı Müslümanlar için en acı darbe Türkiye’den geldi. Kosova’da herkes Türkiye’nin yürüttüğü (bazı yardım kuruluşlarımızın içinde bulunduğu faaliyetlerle) Suriye karşıtı kampanyada Kosova’dan toparlayıp ölüme gönderdiği Selefi Arnavutlarla ibnelerin düzenlediği Seks Partisini basan Arnavutların aynı kişiler olduğunu biliyor. Kosova basını bir yandan Suriye hükümetine karşı savaşıp ölen bu Arnavutları diktatörle mücadele eden kahramanlar olarak tanımlarken, öte yandan ibneliğe karşı çıkmaları sebebiyle bu insanlara barbar muamelesi yapıyor. Muhafazakâr yönetimiyle Türkiye Suriye meselesinde kullandığı bu insanları arkadan hançerliyor. Seks Partisinin basılmasının ardından Türkiye’nin Priştine elçiliği şöyle bir açıklama yapıyor:

“Türkiye Cumhuriyeti Priştine Büyükelçiliği, Kosova 2.0 dergisinin lansmanı esnasında, 14 Aralık  Cuma günü bazı radikal gruplar tarafından gerçekleştirilen şiddet eylemlerini esefle karşılamaktadır.
Şiddet asla kabul edilemez bir olgudur ve bu türden şiddet olayları kamu düzenini, ifade hakkını, basın özgürlüğünü ve cinsiyet temelinde ayrımcılık yapılmamasını tehlikeye atmaktadır. Kosova makamlarının, bu şiddet eylemlerinin faillerini en kısa zamanda bulacağından ve bu vesileyle Kosova’da insan haklarının Kosova Anayasası ve kanunları çerçevesinde ırk, din, etnik köken, cinsiyet veya cinsel yönelimden bağımsız olarak her şartta korunacağından şüphe duymamaktayız”.

Fazla söze ne hacet! Kosovalı Müslümanlar ibneliğe ve ibnelere karşılar. Türkiye’nin açıklamasının ne anlama geldiğini Müslüman Arnavutlara izah edecek birisi var mı?

Not: Eşcinsel, homoseksüel gibi kavramlar yerine ata yadigarı “ibne” kavramını kullanmamdan rahatsızlık duyanlar olabilir ancak diğer kelimelerin hiçbirisinin dilimizdeki “ibne” kelimesinin çağrışımlarını karşılamadığı ortadadır. Mazur görünüz.