Translate

15 Kasım 2013 Cuma

İmam Huseyn’in Kıyamından Sonra…

Gürkan BİÇEN

Özgürlüğün  Bedeli/  Bitmemiş Savaş Günlükleri… Özgür Açe Hareketi lideri merhum Tunku Hasan di Tiro’nun kaleme aldığı, hareketin ve kendisinin mücadelesini anlatan hatırat. Endonezya’ya bağlı Açe Sumatra adasında bir İslam devleti vücuda getirmek amacıyla yola koyulan hareketin serüvenini anlatan bu kitap kıyam ruhunun köklerini göstermesi bakımından da ilgi çekici noktalara temas ediyor.
Di Tiro, hareketin mücadelesinin İslami esaslara tabi olduğunu ısrarla vurgularken, mensuplarının tamamının Müslümanlardan oluştuğunu, her birisinin günde beş vakit namazı cemaatle kılmaya özen gösterdiğini, sosyal, kültürel ve siyasal açıdan rüştünü ispatlamış bir hareket olabilmek için eğitim faaliyetlerinin nasıl sürdürüldüğünü izah ediyor ve sözü bir noktada Aşura merasimine getiriyor.
Muharrem ayının 10.günü Açe Sumatra ormanlarının derinliklerindeki kamplarında toplanan savaşçıların Kerbela’da kıyam eden İmam Huseyn’i anışlarını tasvir ederken, onun kıyamının anlamını derinlemesine irdelemek ve kavramak gerektiğini söyleyen Di Tiro, İmam Huseyn’in etkisinin sadece İslam Dünyası’nın merkezi bölgelerinde değil, binlerce kilometre uzağındaki noktalarına varıncaya kadar hissedildiğini ortaya koyuyor.
İmam Huseyn, Allah resulünün (as) “Rabbim, kavmim bu Kuran’ı terk edilmiş bıraktı.”, hitabını dile getireceği kıyamet gününden evvel Arap kavmine sunulmuş bir fırsattı. İmam Huseyn’in kıyamı Allah’ın gasp edilen dinini kurtarmak ve böylelikle halkı salaha ulaştırmak için zamanda ve mekânda ileriye doğru atılmış bir adımdı. İmam Huseyn’in kanının döküldüğü Kerbela en uzak bölgelerin ücralarını dahi içine alan bir mekâna dönüşürken, şahadete ulaşılan o an tüm çağlara ulaşan bir patlama noktası oldu. Bugün İslam İnkılâbı ile tarihteki yerini belirlemede yeni bir tercih yapan İran, genişleyerek tüm zamanı ve mekânı kuşatan bu şahadetin anlamının mücessem hale geldiği bir mekân ve 1979 da sanki İmam Huseyn’in ricat anı olmuştur.
Tarihin o kırılma anında Allah resulünün ciğerparelerine sahip çıkmayan Arapların bıraktığı boşluğu Allah’ın dini adına 1400 yıl sonra dolduran İranlılar küresel hale gelen Yezid iktidarına karşı verdikleri mücadelede tıpkı İmam Huseyn gibi yalnız bırakılmak isteniyor. Yezid’in dağıttığı ulufelere tamah edenlere benzer şekilde bugünün Müslüman ülkeleri Amerika’nın ve küresel sermayenin dağıttığı sus paylarına rıza gösteriyor. İmam Huseyn’i Kerbela’ya götüren şartlar bugün küresel ölçekte cereyan ederken, bu zamanın –siyasal anlamda-  Huseyn’i sayabileceğimiz İran’ı gündelik menfaatler uğruna dünya çölünde yalnız bırakanları Tunku Hasan di Tiro binlerce kilometre uzaklıktaki bir ormanın içinden uyarıyor:

“Huseyn’in kıyamından sonra yeryüzünde hiç kimsenin zulme rıza göstermek için bir mazereti kalmamıştır.”