Translate

17 Kasım 2012 Cumartesi

İşte kabarıyor aşk denizi


Gürkan BİÇEN

Ruhları daraltan, kalpleri bulandıran, omuzları çökerten hadiselerin gelip çattığı zamanlarda, tüm bunların Levhi Mahfuz’dan bir parça olduğuna ve orada yazmayan hiçbir şeyin kendilerine isabet etmeyeceğine iman edenler, “Şüphesiz zorlukla beraber bir kolaylık vardır.”, derler. “Şüphesiz zorlukla beraber bir kolaylık vardır.”

Siyonist rejim tanklarını, toplarını, zırhlılarını, uçaklarını, uydularını, müttefiklerini toplamış ve için içi denilebilecek bir yere hücum etmiş. Düşmanın yavelerini dillerine dolayanlar, "Düşmanlarınız size karşı ordu topladı, onlardan korkun.", diyorlar. Allah’ın günlerini bilenler ise bu sözlere, “Bu bir harptir. Bir gün onlar bize galip gelir, bir başka gün biz onlara galip geliriz ve nihayet Allah bizim sadakatimizi görür de zaferi bize yenilgiyi düşmana nasip eder”, diyerek karşılık veriyorlar.

İmam Humeyni, “Allah’a hamdolsun ki, düşmanlarımızı ahmak yarattı”, diyordu.  İmam irtihal etmiş olsa da, hayat devam ediyor ve Müslümanlar için hamd kapısının sürekli açık kalmasına sebep ahmaklar hala mevcut ve  Siyonistler listenin başında yer alıyorlar.

Siyonistler, tıpkı Musa’nın kavmi gibi nesillere uzanan zorlu bir imtihanın muhatapları olan Filistinli Müslümanların, onlara ev sahipliği yapan Lübnanlı Müslümanların, onların ve ümmetin velisi İranlı Müslümanların, zincirlerini kırmanın peşindeki Mısırlı, Arabistanlı Müslümanların ruhlarında kabaran denizi, “Lebbeyk” nidasıyla fırtınalar koparan o aşk denizini bilmiyorlar. Siyonistler Müslümanların nihai zaferine giden yolun aydınlığı, fecri sadık görülmeye başlandığında Batı dünyasının kendilerini terk edip gideceğini de bilmiyorlar. Siyonistler Yahudiler için yeni bir hayal kırıklığının kapılarını aralıyorlar.

Arap şeyhlerinden her türlü yolla gasp ettikleri petrodolarla Müslümanlara ait topraklarda Müslümanlara zulmeden Siyonistler tarihin kırılma noktalarına, sadıkların sözlerine ve vaatlerine itibar etmek istemiyorlar. Atalarının resullerin sözlerine kulak tıkamalarına benzer bir şekilde onlar, bugün de kafalarını aynı duvara çarpıyorlar. İran İslam İnkılâbı’nın Siyonist rejimin ölüm fermanı olduğunu, Hizbullah’ın kendisini bu fermanı infaz ile memur hissettiğini, Hamas ve İslami Cihad’ın da bu fermanın birer suretine sahip olduklarını görmezden geliyor. Bu yüzden olsa gerek, Gazze’ye hava saldırıları düzenleyen Siyonist rejimin on binlerce askeri kara harekâtına hazırladığı haberleri yayılıyor.

2006 Hizbullah – İsrail Savaşı’nda uğradığı hezimetten sonra Siyonist rejim Lübnan’a beş tümen askerle saldıracağını söylediğinde Hizbullah Genel Sekreteri Seyyid Hasan Nasrallah, “Biz bu tehditleri hafife almıyoruz. Bu tehditleri ciddi bir şekilde ele alacağız. Fakat bu durum, bizleri korkuya veya endişeye sevk etmeyecektir. Onlardan korkmuyoruz.”,diyerek başladığı sözlerine, “Düşmanlarımızın ordusu gasıp rejimlerinin kuruluşundan bu güne dek görmediği bir şeye; çatışma meydanlarındaki cesur, dayanıklı ve adanmış direnişçilerin öngörülemeyen savaş metotlarına tanık olacak. Barak'ın bu sözüne karşılık ben de yeni vaadimi söylüyorum; Senin 5 tümenin bizim dağlarımızda, vadilerimizde, köylerimizde ve evlerimizde yok olacak. 5 tümeninle birlikte senin gasıp devletin de kutsal topraklarımızda yıkılacak. Barak, Mofaz ve Aşkenazi ileride vuku bulacak bir savaşın hızlı, açık ve net bir zafer olacağını söylüyorlar. Buna karşılık ben de Allah’a tevekkül ettikten sonra onlara şunu söylüyorum; Biz bu savaşın olmasını istemiyoruz. Fakat tehdit ettikleri ve vaat ettikleri gibi savaş olursa savaşın her bir günü bizim için zafer olacak. İnşaallah zafer kesin, net ve açık olacak.”, ifadeleriyle devam ediyordu. Bu, sadık bir vaatti.

Gazze çevresinde Siyonistler, bir duvarın kurşunla bağlanmış tuğlaları gibi sağlam bir sınır bulacaklardır. Aşk denizinde kaynayan ruhları kanatlandıran melekler, atılan her bir mermiyi helak edilecek Siyonist’e isabet ettirmek üzere teslim alacak ve bu vazifesinde hiçbir kusur göstermeyecektir. İşlerin sonunun Allah’a döneceğini bilenler, atanın da vuranın da ahmak bir düşmanı yenilmiş ekin yaprağına çevirenin de kendileri olmadığını elbet bileceklerdir.

Bir okyanus gibi kabaran ümmet Filistin topraklarını silip süpürecek geride aşk denizinde akan gemiden başkası kalmayacaktır.