Gürkan BİÇEN
Ruhları daraltan, kalpleri bulandıran,
omuzları çökerten hadiselerin gelip çattığı zamanlarda, tüm bunların Levhi
Mahfuz’dan bir parça olduğuna ve orada yazmayan hiçbir şeyin kendilerine isabet
etmeyeceğine iman edenler, “Şüphesiz zorlukla beraber bir kolaylık vardır.”, derler.
“Şüphesiz zorlukla beraber bir kolaylık vardır.”
Siyonist rejim tanklarını,
toplarını, zırhlılarını, uçaklarını, uydularını, müttefiklerini toplamış ve
için içi denilebilecek bir yere hücum etmiş. Düşmanın yavelerini dillerine
dolayanlar, "Düşmanlarınız size karşı ordu topladı, onlardan
korkun.", diyorlar. Allah’ın günlerini bilenler ise bu sözlere, “Bu bir
harptir. Bir gün onlar bize galip gelir, bir başka gün biz onlara galip geliriz
ve nihayet Allah bizim sadakatimizi görür de zaferi bize yenilgiyi düşmana
nasip eder”, diyerek karşılık veriyorlar.
İmam Humeyni, “Allah’a hamdolsun
ki, düşmanlarımızı ahmak yarattı”, diyordu. İmam irtihal etmiş olsa da, hayat devam ediyor
ve Müslümanlar için hamd kapısının sürekli açık kalmasına sebep ahmaklar hala
mevcut ve Siyonistler listenin başında yer
alıyorlar.
Siyonistler, tıpkı Musa’nın kavmi
gibi nesillere uzanan zorlu bir imtihanın muhatapları olan Filistinli
Müslümanların, onlara ev sahipliği yapan Lübnanlı Müslümanların, onların ve
ümmetin velisi İranlı Müslümanların, zincirlerini kırmanın peşindeki Mısırlı,
Arabistanlı Müslümanların ruhlarında kabaran denizi, “Lebbeyk” nidasıyla
fırtınalar koparan o aşk denizini bilmiyorlar. Siyonistler Müslümanların nihai
zaferine giden yolun aydınlığı, fecri sadık görülmeye başlandığında Batı dünyasının
kendilerini terk edip gideceğini de bilmiyorlar. Siyonistler Yahudiler için
yeni bir hayal kırıklığının kapılarını aralıyorlar.
Arap şeyhlerinden her türlü yolla
gasp ettikleri petrodolarla Müslümanlara ait topraklarda Müslümanlara zulmeden
Siyonistler tarihin kırılma noktalarına, sadıkların sözlerine ve vaatlerine
itibar etmek istemiyorlar. Atalarının resullerin sözlerine kulak tıkamalarına
benzer bir şekilde onlar, bugün de kafalarını aynı duvara çarpıyorlar. İran
İslam İnkılâbı’nın Siyonist rejimin ölüm fermanı olduğunu, Hizbullah’ın
kendisini bu fermanı infaz ile memur hissettiğini, Hamas ve İslami Cihad’ın da
bu fermanın birer suretine sahip olduklarını görmezden geliyor. Bu yüzden olsa
gerek, Gazze’ye hava saldırıları düzenleyen Siyonist rejimin on binlerce askeri
kara harekâtına hazırladığı haberleri yayılıyor.
2006 Hizbullah – İsrail
Savaşı’nda uğradığı hezimetten sonra Siyonist rejim Lübnan’a beş tümen askerle
saldıracağını söylediğinde Hizbullah Genel Sekreteri Seyyid Hasan Nasrallah, “Biz
bu tehditleri hafife almıyoruz. Bu tehditleri ciddi bir şekilde ele alacağız.
Fakat bu durum, bizleri korkuya veya endişeye sevk etmeyecektir. Onlardan
korkmuyoruz.”,diyerek başladığı sözlerine, “Düşmanlarımızın ordusu gasıp
rejimlerinin kuruluşundan bu güne dek görmediği bir şeye; çatışma
meydanlarındaki cesur, dayanıklı ve adanmış direnişçilerin öngörülemeyen savaş
metotlarına tanık olacak. Barak'ın bu sözüne karşılık ben de yeni vaadimi
söylüyorum; Senin 5 tümenin bizim dağlarımızda, vadilerimizde, köylerimizde ve
evlerimizde yok olacak. 5 tümeninle birlikte senin gasıp devletin de kutsal
topraklarımızda yıkılacak. Barak, Mofaz ve Aşkenazi ileride vuku bulacak bir
savaşın hızlı, açık ve net bir zafer olacağını söylüyorlar. Buna karşılık ben
de Allah’a tevekkül ettikten sonra onlara şunu söylüyorum; Biz bu savaşın
olmasını istemiyoruz. Fakat tehdit ettikleri ve vaat ettikleri gibi savaş
olursa savaşın her bir günü bizim için zafer olacak. İnşaallah zafer kesin, net
ve açık olacak.”, ifadeleriyle devam ediyordu. Bu, sadık bir vaatti.
Gazze çevresinde Siyonistler, bir
duvarın kurşunla bağlanmış tuğlaları gibi sağlam bir sınır bulacaklardır. Aşk
denizinde kaynayan ruhları kanatlandıran melekler, atılan her bir mermiyi helak
edilecek Siyonist’e isabet ettirmek üzere teslim alacak ve bu vazifesinde
hiçbir kusur göstermeyecektir. İşlerin sonunun Allah’a döneceğini bilenler,
atanın da vuranın da ahmak bir düşmanı yenilmiş ekin yaprağına çevirenin de kendileri
olmadığını elbet bileceklerdir.
Bir okyanus gibi kabaran ümmet
Filistin topraklarını silip süpürecek geride aşk denizinde akan gemiden başkası
kalmayacaktır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder